Bir işçinin iş yerinde ya da işverenin talimatıyla iş yeri dışında çalışırken meydana gelen ve işçinin hemen ya da ilerleyen zamanlarda bedensel veya zihinsel olarak zarar görmesi durumuna iş kazası adı verilir.
İş kazaları; 4857 sayılı İş Kanunu, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile diğer ilgili iş hukuku düzenlemeleri kapsamında ele alınır. İlgili kanunlar iş kazalarının tanımını yapmanın yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınması gereken önlemler ile uygulanması gereken prosedürleri de belirlemektedir.
Bu kapsamda iş kazalarının bir işçinin işverene ait iş yerinde bulunduğu esnada meydana gelen herhangi bir bedensel ya da zihinsel durumu kapsadığı ifade edilebilir. İşveren tarafından iş yeri dışına gönderilen bir işçinin asıl işini yapmaksızın geçirdiği zamanlarda ortaya gelen zararlar da iş kazası olarak değerlendirilir.
Bunun yanı sıra hizmet akdiyle birden fazla işveren tarafından çalıştırılan ve çocuk emziren kadın işçinin, yasal olarak çocuğuna süt vermek için ayrılmış olan zamanlarda yani süt izninde maruz kaldığı herhangi bir kaza da iş kazası olarak tanımlanabilir. İşverenin sağlamış olduğu bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi esnasında ortaya gelen her türlü kaza da iş kazası olup genellikle trafik iş kazası olarak adlandırılır.
İş kazaları çeşitli sektörlerde ve iş yerlerinde meydana gelebilecek farklı türleri temsil etmektedir. İş kazası örneklerine aşağıda yer verilmiştir:
Düşen bir inşaat işçisinin kemiğinin kırılması ya da başka ciddi yaralanmaları olması
Makine kazası geçiren fabrika işçisinin uzuvlarının kesilmesi ya da parmaklarını kaybetmesi
Yanlışlıkla takılı kablo nedeniyle düşen ofis çalışanının belini incitmesi
Ağır bir paket düşüren market çalışanının yaralanması
Taşıt sürücüsünün işyerine ya da iş dönüşünde kaza geçirmesi
Kaygan zeminde kayarak düşen temizlik görevlisinin kırıklar yaşaması
Yanlışlıkla gaz kaçağına maruz kalan tesisatçının zehirlenmesi
Kaynar suyla temas eden restoran çalışanının yanık yaşaması
Bir saldırgan tarafından saldırıya uğrayan güvenlik görevlisinin yaralanması
Ağır bir ekipmanın altında kalan tarım işçisinin ciddi bir şekilde yaralanması
İçindekiler
İş Kazası Sonrası Ne Yapılmalı?
İş kazası yaşandığında en önemli nokta, mağduriyet yaşayan işçinin sağlığının korunması olmaktadır. Bu yüzden deneyimli ve eğitimli kişiler tarafından işçiye acil müdahale yapılmalı ve sağlık durumu güvence altına alınmalıdır. Mümkün olduğunca kaza anında hemen, bunun mümkün olmadığı durumda ise kaza sonrasında hemen kolluk birimlerine haber vermek gerekir. İş kazası olsa bile durumun adli yargıya taşınması olasılığını göz ardı etmemek önemlidir. Bunun için kaza yerindeki olası delilleri belirlemek, korumak, tanıkların ifadeleriyle birlikte delilleri titizlikle değerlendirip doğru bir şekilde tespitini sağlamak gerekir.
Diğer bir önemli nokta ise iş kazalarının mevzuattaki bildirim sürelerini özenle takip etmektir. Yaşanan iş kazalarının her birinin en geç 3 iş günü içinde işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmesi gerekir.
İşverenin bildirim yükümlülüğünü ihmâl etmesi ise SGK tarafından idari para cezasına çarptırılmasına neden olabilecek ciddi bir ihlâldir. SGK, işçi ya da işveren tarafından gerçekleştirilen başvuru üzerine olayın iş kazası olmadığına ya da bildirim yapılmaması gereken bir durum olduğuna hükmedilmesi hâlinde işçi tarafından yaşanan olayın iş kazası olarak kabul edilip edilmediğinin belirlenmesi için iş kazası tespit davası açılabilir.
İş Kazaları SGK’ya Nasıl Bildirilir?
İş kazaları, işveren tarafından doğrudan ya da taahhütlü posta yoluyla en geç üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmelidir. İş kazası işverenin kontrolü dışında bir yerde gerçekleştiği takdirde bildirim süresi, olayın öğrenildiği andan itibaren başlamaktadır.
İşveren üç iş günlük süre içinde SGK’ya iş kazası bildirimine bulunmazsa, idari para cezası ve diğer yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Söz konusu yaptırımlar arasında en önemli olanı ise bildirim yapılmadan önce geçen süre için işçiye ödenmesi gereken geçici iş göremezlik ödeneğinin SGK tarafından işverenden tahsil edilmesidir. Bu durumda SGK, bildirim yapıldıktan sonra işçiye ödenecek olan iş göremezlik ödeneğini karşılar. Bildirim tarihinden önce yapılan ödemeler ise işverene yüklenir. Bildirimi geciktirmek, işverenin mali sorumluluklarının da artması anlamına gelir.
İş Kazası Tazminat Hakkı Var mıdır?
İş kazası dolayısıyla açılan davalar genellikle işçinin yasal haklarının korunması ve tazminat talep edilmesi için başlatılır. Bu tür davalar genellikle aşağıda sıralanan alanlarda açılabilir:
Maddî ve Manevî Tazminat Davaları: İş kazası sonucu zarar gören işçiler ya da onların aileleri, işveren ya da sigorta şirketi aleyhine tazminat davası açabilir. Bu tür davalarda işçinin yaşadığı maddî ve manevî zararlar, gelir kaybı, tıbbî masraflar ve iş kaybı gibi konular gündeme gelebilir.
İşveren Sorumluluğu Davaları: İşverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmediği ve bu yüzden iş kazası meydana geldiği iddiasıyla işveren aleyhine dava açılması mümkündür. Bu tür davalar iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, eğitim eksikliği ya da tehlikeli koşulların bulunması gibi konuları kapsayabilir.
Çalışma Koşullarının Düzeltilmesi İçin Açılan Davalar: İş kazasından sonra iş yerindeki koşulların düzeltilmesi ya da güvenlik önlemlerinin artırılması için işverene karşı dava açılması mümkündür. Bu tür davalar, işyerindeki risklerin azaltılmasını ve gelecekteki kazaların önlenmesini amaçlar.
Sigorta Davaları: İşveren ya da işçi, iş kazası sonucu oluşan maddî zararların karşılanması amacıyla sigorta şirketinden tazminat talep etmek için sigorta davası açabilir.