SMMM Armağan Yörük

Kripto para, kısaca kripto olarak da adlandırılan, dijital veya sanal olarak var olan ve işlemleri güvence altına almak için kriptografi adı verilen matematiksel yöntemler kullanan bir para birimidir. Geleneksel paraların aksine merkezi bir otorite (örneğin bir banka veya hükümet) tarafından kontrol edilmez ve dağıtık defter teknolojisi olarak bilinen blockchain üzerinde çalışır.

Kripto paralar, blockchain adı verilen bir tür dijital defter üzerinde kaydedilir. Bu defter, tüm işlemlerin kronolojik sırasıyla kaydedildiği ve dağıtılmış bir ağ üzerindeki tüm bilgisayarlarda eş zamanlı olarak tutulduğu bir veritabanıdır. Her yeni işlem, bloğa eklenir ve bu blok, önceki bloğa kriptografik olarak bağlanır. Böylece verilerin değiştirilmesi neredeyse imkansız hâle gelir.

Kripto paraların popülerleşmesiyle birlikte, bu dijital varlıkların vergilendirilmesi konusu da dünya genelinde sıkça tartışılmaya başladı. Türkiye’de de bu konuda düzenlemeler yapılmaya başlanmış olsa da, hala devam eden bir süreç söz konusudur.

Türkiye’de kripto paralar henüz tam anlamıyla geleneksel finansal araçlar gibi düzenlenmediği için vergilendirilmesi konusunda bazı belirsizlikler bulunmaktadır. Ancak, son yıllarda yapılan düzenlemelerle bu konuda önemli adımlar atılmıştır.

Ülkemizde kripto varlıklara yönelik düzenlemeleri kapsayan ” 7518 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, 02.07.2024 tarih ve 32590 no.lu Resmi Gazete’de yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu Kanun kapsamında; kripto varlık hizmet sağlayıcılar, kripto varlık platformlarının gerçekleştirdiği faaliyetler, kripto varlıkların saklanması, Türkiye’de yerleşik olan kişilerin kripto para varlık platformu nezdinde gerçekleştirebileceği kripto varlık alım satım ve transfer işlemlerinin düzenlenmesi, kripto varlık hizmet sağlayıcıların kurulması ve faaliyet göstermesi için SPK’dan (Sermaye Piyasası Kurulu) izin almasına ilişkin düzenlemeler yapılmış olup bunların faaliyetleri sırasında uyması gereken ilke ve esasların Kurul tarafından belirlenebileceği belirtilmiş bulunmaktadır. Yasada yatırımcılardan vergi alınması yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır.

Bununla birlikte Türkiye’de hizmet sunacak olan platformların her yılın mayıs ayı sonuna kadar, bir önceki yıla ait faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin %1’i SPK’ya, %1’i ise TÜBİTAK bütçesine ödenerek gelir olarak kaydedilmesi söz konusu olacaktır.

SPK, sermaye piyasası araçlarının kripto varlık olarak ihraç edilmesi sürecinde yetki olarak belirlenmiştir. Ekosistemin düzenlenmesine ilişkin yetki SPK’ya verilmekle birlikte bilgi sistemleri ve teknolojik altyapı konularında TÜBİTAK tarafından belirlenen kriterler uygulanacaktır.

Kripto Paraların Vergilendirilmesi

Kripto paraların emtia olarak sayılması için kanundaki emtia tanımına uygun olması şartı aranır. Alım-satıma konu edilen mal, emtia olarak tanımlanır. Ancak kripto paralara bakıldığında ödeme aracı, değişim aracı ya da yatırım aracı olarak kullanılır. Bu yüzden kripto paraların emtia olarak kabul edilemeyeceği görüşünde olanların sayısı hayli fazladır.

Kripto varlıkların emtia olarak kabul edilmesi durumunda ticari kazanç ve arızi kazanç kabul edilerek bu doğrultuda vergi alınması gerekir. Devamlılık hâlinde alım, satım ve ticari amaçla kullanılmasıyla birlikte ticari kazanç kabul edilir. Ancak sürekliklik arz etmeyen kazançların da arızi kazanç olarak kabul edilmesi söz konusudur. Kripto paralar emtia olarak kabul edildiği takdirde Katma Değer Vergisi Kanunu açısından KDV de gündeme gelecektir.

Elektronik para, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’ da; “Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanun’da tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer” olarak tanımlanmış bulunmaktadır.

Kripto paralar yetkilendirilmiş bir kuruluş tarafından ihraç edilmediği için elektronik para tanımı statüsüne uygun kabul edilmez. Bankacılık Düzenleme ve Denetim Kurulu tarafından 2013 Kasım ayında Bitcoin ile ilgili olarak yapılan basın açıklamasında; “Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilmemekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.” ifadelerine yer verilmiş bulunmaktadır.

Kripto paralar; hesap birimi, değişim aracı olma ve değer saklama diğer bir deyişle para olarak kabul edilmesi hâlinde vergilendirmeye tabi tutulmaz. Kripto paraların mevzuat kapsamında elektronik para olarak değerlendirilemeyeceği, buna bağlı olarak gözetiminin ve denetiminin BDDK tarafından yapılamayacağının belirtildiği de bilinmektedir.

Menkul kıymetler, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda; ‘’Borçlanma araçları veya menkul kıymetleştirilmiş varlık ve gelirlere dayalı borçlanma araçları ile söz konusu kıymetlere ilişkin depo sertifikaları” olarak tanımlanmış bulunmaktadır. Bu doğrultuda menkul kıymetler  “pay benzeri kıymetler” ve “borçlanma aracı” olarak bir tanım yapılmıştır. Kripto paraların ortaklık hakkı ya da borçlanma aracı olmadığı için menkul kıymet sayılmayacağı görüşü hakimdir.

Kripto paraların menkul kıymet olarak kabul edilmesi hâlinde kripto paraların alım-satım işlemlerinin gelir vergisi kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olacaktır. Diğer yandan kripto paraların menkul kıymet olarak nitelendirilmesi, pek çok farklı problemi de beraberinde getirecektir. İşlem yapılan kripto para borsalarının hangi ülke hukukuna tabi olacağına ilişkin ihtilafların ve borsaların kullanıcı bilgilerini paylaşıp paylaşmayacağı gibi sorunlar gündeme gelebilecektir.

high-angle-view-coins-table_1048944-4609825.jpg



Bir yanıt yazın

Open chat
1
Scan the code
Merhaba,
Nasıl yardımcı olabilirim?