- Kasım 24, 2024
- Yayınlayan: SMMM Armağan Yörük
- Kategori: Merak Ettikleriniz?
Ödenmiş sermaye, bir şirketin sahip olduğu ve şirketin faaliyetlerini sürdürme amacıyla kullandığı toplam sermayenin gerçekten ödenmiş olan kısmı olarak tanımlanabilir. Şirket ortakları, şirket sermayesi olarak belirlenen rakamın bir kısmını nakit olarak ödemek zorundadır. Satılan hisse senetleri için yatırımcılar tarafından ödenen rakam da bu sermayeye dahil olmaktadır. Ödenmiş sermaye ise hisse senetlerinin satışı esnasında şirket tarafından toplanmış olan nakit miktarını temsil etmektedir.
Şirketin ödenmiş sermayesi hisse senetlerinin nominal değerine eşit olabileceği gibi nominal değerden farklı da olabilir. Hisse senetlerinin nominal değeri, hisse başı sabit bir değeri ifade etmekte ve hisse senetlerinin piyasa değeri piyasa koşullarına bağlı olarak sürekli değişmektedir. Ödenmiş sermaye aynı zamanda şirket sermayesinin yapılandırılmasında ve finansal durumun değerlendirilmesinde son derece önemli bir gösterge olarak kullanılmaktadır.
İçindekiler
Ödenmiş Sermaye Ne Kadar Olmalı?
Ödenmiş sermayenin ne kadar olması gerektiği, şirket ortaklarının en çok merak ettiği konulardan biridir. Şirketlerin borsada etkili bir şekilde işlem görebilmesi için söz konusu sermaye çeşidi son derece önemlidir. Bu doğrultuda önerilen, şirketlerin asgari ödenmiş sermaye tutarının 5 milyon TL olmasıdır.
Bu noktada akıllara gelen diğer bir önemli konu ise ödenmemiş sermaye tutarıdır. Ödenmemiş sermaye, şirket ortaklarının ödemesi gereken sermaye tutarından ödenmiş olan sermaye tutarı çıkarılarak bulunur.
Ödenmiş Sermaye Formülü Nedir?
Anonim ve limited şirket ortakları arasında sermaye değerini gösteren bir sözleşme yapılmakta olup bu değerin bir kısmının nakit olarak yatırılması ise ödenmiş sermayedir. Sözleşmeye konu olan sermaye temel olarak şirket ortakları tarafından taahhüt edilen miktarın nakden ödenen kısmı olma özelliğine sahiptir. Bu kavram, şirketlerin sözlenmesinde geçen asıl sermaye ile ödenmemiş sermaye arasındaki farkı ifade eder.
Söz konusu parasal varlık, anonim ve limited şirketlerin öz kaynaklarını oluşturmaktadır. Şirketler sermayelerini hesaplamak için tüm yatırımlarının yanı sıra mal varlıklarını da göz önünde bulundurmaktadır. Bununla birlikte ödenmiş sermaye türü, şirketlerin hisse senedi satışları üzerinde de etkili olmaktadır. Ödenmiş sermaye, firmaların hisse senedi piyasalarındaki değerini göstermek açısından son derece önemlidir.
Anonim ve limited şirketler tarafından hesaplanması zorunlu olan ödenmiş sermaye, aynı zamanda kâr açısından da son derece önemlidir. Şirketler, bedelli sermaye artırımına giderek ödenmiş tutardan kazanç elde edebilmektedir. Bu yüzden söz konusu sermaye türünün doğru bir şekilde hesaplanması kritik bir öneme sahiptir.
Ödenmiş sermaye hesaplaması için aşağıdaki formülü kullanabilirsiniz:
Hisse Senedi x Hisse Nominal Değeri = Ödenmiş Sermaye
Söz konusu payın hesaplanması sırasında esas sermayenin 5 katı dikkate alınmaktadır. Bununla birlikte her anonim ve limited şirket, ödenmiş sermayeyi hesaplamak ve yatırmakla yükümlüdür.
Ödenmiş Sermaye Nasıl Hesaplanır?
Ödenmiş sermaye hesaplaması sırasında bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Bunlar arasında en önemlisi, toplam şirket sermayesidir. Şirketin sahip olduğu diğer ek yatırımların da ödenmiş sermaye hesaplamasına dahil edilmesi gerekir.
Ödenmiş sermaye, hisse senedi sayısıyla doğrudan bağlantılı olduğundan hesaplama yapılamdan önce hisse senedi sayısını net bir şekilde bilmek önemlidir. Ayrıca hisse nominal değeri de hesaplanmalıdır. Çünkü nominal hisse değeri aynı zamanda şirketin esas sermaye tutarını da göstermektedir. Ödenmiş sermaye ve bunun gibi daha pek çok farklı unsur şirketler açısından son derece önemlidir. Bu tür hesaplamaların doğru bir şekilde yapılması da şirketler için kritik öneme sahiptir.
Ödenmiş sermaye, şirket ortakları arasında hazırlanmış ve imzalanmış şirket sözleşmesinde yer almalıdır. Söz konusu sermaye tutarı, 500 sermaye hesabı grubunda bulunmaktadır. Bir X şirketi bulunduğunu, X şirketinin toplam hisse senedi adet tutarının 20 milyon TL ve hisse nominal değerinin 1000 olduğunu varsayalım.
X şirketine ait ödenmiş sermaye tutarını hesaplamak için “Hisse Senedi x Hisse Nominal Değeri” formülü kullanılmalıdır. Yapılan hesaplama ile 20.000.000 (hisse senedi) x 1000 (nominal değer)= 20.000.000.000 sonucuna ulaşılır.
Elbette yapılan hesaplama ile şirketin piyasa değerini hesaplamak mümkün değildir. Bu ayrıntı da mutlaka göz önünde bulundurulmalı ve hesaplamanın şirketin o anki güncel durumda piyasaya çıkardığı hisse senedi fiyatına göre yapıldığı unutulmamalıdır.
Ödenmiş Sermaye Nereden Bakılır?
Ödenmiş sermaye, bir şirketin en önemli finansal öğelerinden biridir. Şirketlerin gelecek dönemlerde alması gereken aksiyonlar, tahmini kâr oranları ve bu tür önemli verileri elde etmek açısından kritik bir role sahiptir. Bu yüzden “ödenmiş sermayeye nereden bakılır?” sorusunun yanıtı önem kazanmaktadır. Ticari sicil kayıtlarına, şirket ana sözleşmesine ve finansal raporlara bakarak şirketin ödenmiş sermayesine ulaşılabilir.
Bununla birlikte ticari hayatta ödenmiş olan sermaye ve özkaynak kavramları sıklıkla birbirine karıştırılmaktadır. Ödenmiş sermaye, şirket ortaklarının payına düşen sermayenin nakit olarak ödendiği tutar iken özkaynak, söz konusu şirketin varlıkları ile borçları arasındaki tutarı ifade eder. Pratikte birbirinden son derece farklı olan bu iki kavram, muhasebe işlemleri sırasında birbirinden titizlikle ayrılmalıdır.
Sermaye Nedir?
Bir işletmenin faaliyetlerini sürdürmesi, yatırım yapması, borçlarını ödemesi ve yeni projeler geliştirmesi için gerekli finansal kaynaklar sermaye olarak adlandırılır. Sermayenin nakit para, yatırım araçları, maddi varlıklar ve diğer değerli kaynaklar olması mümkündür. Sermaye işletmelerin mali sağlığını ve büyüme potansiyelini doğrudan etkileyerek firmalara finansal esneklik ve rekabet avantajı sağlar.
İşletmelerin finansal yapısını ve kaynak yönetimini belirleyen farklı sermaye çeşitleri bulunmaktadır. Söz konusu sermaye çeşitleri işletmelerin finansal stratejilerinde kritik bir rol üstlenmektedir.
İşletmelerin günlük operasyonlarını finanse etmek için kullandığı net dönen varlıklar, işletme sermayesi olarak adlandırılır. İşletme sermayesi, işletmelerin kısa vadeli borçlarını karşılamasını ve günlük faaliyetlerini kesintisiz bir şekilde sürdürmesini sağlar. İşletmelerin dönen varlıklarıyla kısa vadeli borçları arasındaki fark ise net işletme sermayesidir.
İşletmenin sahipleri ya da hissedarları tarafından sağlanan ve işletmenin sahipliğini temsil eden finansal kaynaklar ise öz sermayedir. İşletmenin finansal yapısının temelinde öz sermaye yer alır. İşletmenin toplam varlıkları ve borçları arasındaki fark olarak tanımlanabilen öz sermaye, kredi notu ve borçlanma kapasitesi üzerinde doğrudan etkilidir.
İşletmelerin bankalar, finans kuruluşları ya da diğer kredi verenlerden aldığı borçlarla temin ettiği sermaye ise borç sermayesi olarak adlandırılır. Genellikle kredi anlaşmalarında belirlenen faiz oranları ve geri ödeme planlarıyla sağlanan borç sermayesi, uzun ve kısa vadeli ihtiyaçların ve büyüme projelerinin finanse edilmesi amacıyla kullanılır.
Özel sermaye, işletmelere bireysel yatırımdılar ve özel yatırım fonları tarafından sağlanan sermayedir. İşletmelerin büyümesine yatırım amacıyla sağlanan özel sermaye ile şirketler yeni pazarlara girip çeşitli fırsatlar yakalayabilir.
Genellikle erken aşamadaki şirketlere ve büyüme potansiyeli bulunan start-up’lara yapılan yatırımlar, risk sermayesi olarak adlandırılır. Yüksek risk ve belirsizlik taşıyan bu varlıklar genellikle yüksek getiri potansiyeli sunan girişimleri destekler. Risk sermayesi aynı zamanda ürün geliştirme, pazarlama ve genişleme faaliyetlerini kapsar.
İşletmelerin ekonomik gereksinimlerini karşılamak ve büyüme stratejilerini planlamak için kullandıkları kaynaklar, sermayenin temel kaynakları olarak tanımlanabilir. Bu kaynaklardan ilki özkaynaklardır. Özkaynaklar, işletmenin kendi varlık ve faaliyetleriyle elde ettiği kaynaklardır. İşletmenin banka ya da diğer finans kuruluşlarından aldığı kredi borçlarıyla sağladığı kaynaklar, kredilerdir. İşletmenin kendi yatırım araçlarından elde ettiği nakit ve işletmeye bir fon tarafından sağlanan kaynaklar da bunlar arasındadır.
İşletmenin ihtiyaçları, hangi temel sermaye kaynağına yöneleceğini belirler. Pek çok işletme kısa vadeli ihtiyaçları için kredi çekmeyi tercih eder, uzun vadeli ihtiyaçları içinse yatırım araçlarına yönelebilir.
Ödenmemiş sermaye, taahhüt edilen sermayenin ödenmemiş bölümü olarak ifade edilebilir. 500.000 TL taahhüt edildi ve 1/4’ü olan 125.000 TL ödendiyse, ödenmemiş olan 375.000 TL’lik kısım ödenmemiş sermayedir. Şirket kuruluşu ve nakdi sermaye artışı sırasında 1/4 ödenmekte olup kalan tutarın 24 ayda ödenmesi gerekir. Bununla birlikte kalan tutarın 24 ay içinde ödenmemesi durumunda yaptırım uygulanmaz.
Sıradaki sermaye artışından önce ya da hisse senedi basımından önce ödenmemiş kısım kapatılıp şirket hesabına ödenmelidir. Şirket hissedarı EFT ile, ATM’den ya da banka veznesinden gerekli tutarı şirket hesabına gönderir. Açıklamada ise ödeme yapanın adı soyadı ve “sermaye ödemesi” açıklaması yer almalıdır.
Bir şirketin nakde gereksinimi varsa ortakların ya da yeni ortakların maliyetleri veya harcamaları karşılamak için yeni sermaye koyma kararı alması mümkündür. Anonim şirketlerde sermaye artışına bakanlık temsilcisi (komiser) olan bir genel kurul karar vermektedir. Sermaye artışı nakit, alacaktan vazgeçme, gayrimenkul veya iç kaynaklardan diğer fonların kullanılması ile gerçekleşebilir.
Sermaye artışı, hisse adedi sabit tutulup birim hisse bedeli değeri artırılarak ya da yeni hisse çıkarılarak yapılabilir. Yeni hisse senedi çıkarılacağı ve dışarıdan ortaklara primli satılacağı durumlarda ise prim bedeli, emisyon bedeli olarak isimlendirilmektedir.
Sermaye artırılacağı ya da yeni hisse alınacağı durumlarda hissedarların ön alım hakkı saklıdır. Buna rüçhan hakkı adı verilir. Sermaye artışından önce, var olan sermayenin tamamının ödenmesi gerekir. Aksi takdirde sermaye artışı yapılamaz.
Sermaye artışından sonra bazı finansal oranlar tutturulmalıdır. Yoksa sermaye artışı yapılamayacağı unutulmamalıdır. Şirket özkaynaklarının sıfırdan az olması hâlinde sermaye artış kararı alınmadan önce finansal oranların gözden geçirilmesi gerekir. “Borca batıklık” ya da “teknik iflas” durumlarının bertaraf edilmesi amacıyla sermaye artışı yapılması söz konusu olabilir.
Şirket sermayesi tescile tabi olup Ticaret Sicil Gazetesi veya Ticaret Sicil Müdürlükleri’nden sorgulanabilir. Limited şirketlerde hisse sahipliği tescile tabi olup ortaklık yapısı yani hisse kırılımları görülmesi mümkündür. Anonim şirketlerde ise hisse sahipliği anonim olup tescile tabi değildir. Bu nedenle ortaklık yapısı diğer bir deyişle hisse kırılımı görülmemektedir. Sadece hisse pay defteri ya da hazirun cetvelinden kontrol edilebilmektedir.
Hissedarlar şirkete ihtiyaç olduğu kadar sermaye koyabilir. Sermayeyi düşük tutarak şirket gereksinim duyduğunda borç verebilir. Ancak mali idare tarafından bu yöntem pek tercih edilmez. Hissedar ya da alakalı şahısların şirkete sermayenin 3 katından fazla olmak kaydıyla borç ya da kredi vermesi, örtülü sermaye olarak adlandırılır.
Borç ya da kredi veren hissedar veya ilgili kişi, şirketten faiz ya da kur farkı geliri elde ediyorsa, şirketin bu tutarları vergisel açıdan gider yazması söz konusu değildir. Bu tutarlar beyannamede vergi matrahı içerisinde bulunur. Örtülü sermaye hesabıyla ilgili rapor, kurumlar vergisi ekinde mali idareye ibraz edilir.