
Yıllık izin, çalışanların dinlenme ihtiyaçlarını karşılamaları için iş hukukunda tanımlanmış temel haklardan biridir. İş Kanunu kapsamında düzenlenen yıllık izin hakkı sayesinde çalışanlar belirli bir süre işten ayrılarak hem fiziksel hem de zihinsel olarak yenilenme fırsatı bulur. Ancak yıllık izin sürelerinin nasıl hesaplandığı, hangi faktörlere göre belirlendiği ve bu sürecin detaylarına dair hassas bir bilgiye sahip olmak gerekir. Bu yazımızda, yıllık izin sürelerini hesaplama yöntemlerini ve bu sürecin kapsamını ele alacağız.
İçindekiler
Yıllık İzin Hakkının Yasal Dayanağı Nedir?
Türkiye’de yıllık izin hakkı, 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme, işveren ile çalışan arasındaki iş akdinin adaletli bir şekilde yürütülmesini sağlar ve işçinin temel haklarını garanti altına alır. İş Kanunu’na göre, iş yerinde en az bir yılını dolduran her çalışan yıllık ücretli izne hak kazanır. Bir yıllık çalışma süresi, işe başlama tarihinden itibaren hesaplanır ve deneme süresi de bu hesaplamaya dahil edilir.
Kanunda belirtildiği üzere, yıllık izin süresi çalışanların işyerindeki kıdemine ve yaşına göre farklılık gösterir. Dolayısıyla hem işverenlerin hem de çalışanların bu süreleri etkileyen faktörleri tam anlamıyla bilmesi gerekmektedir.
Yıllık İzin Süresini Belirleyen Faktörler Nelerdir?
Kanun çalışan hakları lehine düzenlemeler içerdiğinden, yıllık izin süresinin doğru bir şekilde hesaplanabilmesi için işçinin yaş ve kıdem durumu dikkate alınır. Kıdem, yıllık izin süresini belirleyen en önemli faktördür. Çalışanın işyerinde geçirdiği süre uzadıkça yıllık izin süresi de artar. İş Kanunu’na göre yıllık izin süreleri şu şekildedir:
Bir ila beş yıl arasında kıdeme sahip kişiler için en az 14 gün.
Beş yıldan fazla ve 15 yıldan az kıdeme sahip kişiler için en az 20 gün.
15 yıl ve daha fazla kıdeme sahip kişiler için en az 26 gün.
Bu süreler, asgari olarak belirlenmiş olup işveren ve çalışan arasında yapılan anlaşmalara bağlı olarak artış gösterebilir.
Yıllık izin hesaplamasında yaş da önemli bir etkendir. İş Kanunu’na göre 18 yaşından küçük ve 50 yaşından büyük çalışanların yıllık izin süreleri her halükarda en az 20 gün olarak belirlenmiştir. Bu düzenleme ile genç ve ilerlemiş yaşlardaki çalışanların dinlenme ihtiyaçlarını karşılayabilmesi hedeflenir.
Yıllık İzin Süresi Hesaplanırken Dikkate Alınmayan Durumlar
Yıllık izin süresi hesaplanırken çalışanın fiili çalışma süresi dikkate alınır. Ancak bazı durumlar bu süreye dahil edilmez. İş Kanunu’na göre yıllık izin süresine dahil edilmeyen başlıca süreler aşağıda sıralanmıştır:
İşçinin hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığı süreler.
İşçinin raporlu olduğu süreler.
İşçinin grev veya lokavt nedeniyle işten uzak kaldığı süreler.
Bu durumlar çalışanın yıllık izin hakkını etkilemez, ancak izin süresi hesaplanırken dikkate alınmaz.

Ara Dinlenmelerin Yıllık İzinle İlişkisi Var mı?
Ara dinlenmeler, günlük çalışma süresi içinde çalışanlara tanınan kısa molalardır. Bu süreler, işçinin dinlenme ihtiyacını kısa vadede karşılamaya yönelik olduğu için yıllık izin hesaplamalarında doğrudan bir rol oynamaz. Uzun süreli bir dinlenmeyi hedefleyen yıllık izin, çalışanın tüm bir yıl boyunca biriken hakkını kullanması için bir fırsat tanır.
Kullanılmayan Yıllık İzin Hakları Ne Olur?
Yıllık izin hakkı, devredilebilen bir hak olarak değerlendirilir. Yani çalışanın kullanmadığı yıllık izin günleri bir sonraki yıla devredilir. Ancak bu durum, sürekli ertelenen izinlerin birikmesine yol açabileceği gibi iş yerinde düzenin aksamasına neden olabilir. Bu tür istenmeyen durumlarla karşılaşılmaması için işveren, çalışanını yıllık izin hakkını kullanması yönünde teşvik etmelidir.
Eğer çalışan işten ayrılırsa ve kullanılmayan yıllık izin günleri varsa bu izinler için işçiye nakden ödeme yapılır. Kullanılmayan izinlerin ödenmesi, çalışanın hak kaybına uğramaması için bir güvencedir.
Yıllık İzin Hakkının İşveren Açısından Yönetimi
İşverenin, çalışanının yıllık izin kullanımını düzenlerken dikkat etmesi gereken bazı temel noktalar vardır. İşverenin temel yükümlülüğü, çalışanına yıllık izin hakkını zamanında ve yasal sürelere uygun olarak kullandırmaktır. İş Kanunu’na göre, yıllık izin dönemleri işverenin onayıyla belirlenir. Ancak bu dönemde çalışanın izin talebi göz önünde bulundurulur.
İşveren, çalışanının yıllık izinlerini takip etmek için doğru bir kayıt sistemi oluşturmalı ve izin kullanımlarını şeffaf bir şekilde belgelemelidir. Bu süreç, aynı zamanda mevzuata uygunluğun sağlanması adına da önemlidir.
İşçi hakları arasında ilk sırada gelenlerden biri olan yıllık izin, doğru bir şekilde hesaplandığında hem çalışanlar hem de işverenler için çeşitli avantajlar sunar. Yıllık izin hesaplaması yaparken özellikle kıdem ve yaş gibi belirleyici unsurların dikkate alınması gerekir. İş Kanunu’nun bu hakkı güvence altına almasının en önemli nedeni, işçilerin dinlenme ihtiyacını karşılamak ve iş sürekliliğini sağlamaktır. İşverenlerin ise yasal düzenlemeleri dikkatle inceleyerek işyerindeki huzur ve çalışan memnuniyetine katkıda bulunması gerekir.