Çalışanların yasal hakları arasında yer alan ücretli izin, iş yaşamında işçinin belli koşullar altında çalışmaksızın ücret almaya devam ettiği süreyi ifade eder. İşçinin hem dinlenme hakkını koruyan hem de maddi kayıp yaşamadan sosyal yaşamına odaklanmasını sağlayan ücretli izin, İş Kanunu çerçevesinde düzenlenmekte olup işverenin bu hakkı tanıması yasal bir zorunluluktur.
İçindekiler
Ücretli İzin Hakkının Yasal Dayanağı
Ücretli izin hakkı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bu düzenleme, bir işyerinde en az bir yıl süreyle çalışmış olan işçiye yıllık ücretli izin verilmesini zorunlu kılar. İşverenler, işçilerin bu hakkını engelleyemez ve ücretli izin kullanan işçilerin maaşlarında kesinti yapamaz. Ücretli izin hakkı, işçinin kıdemine göre belirlenir ve süresi yasal sınırlara göre değişiklik gösterir. Kanun, ücretli iznin dinlenme amacı taşıdığını açıkça ifade eder. İş sözleşmeleri ya da toplu iş sözleşmeleriyle bu sürelere ek haklar tanınabilir.
Ücretli İzin Türlerinin Belirlenmesi
Ücretli izin, yalnızca yıllık izinle sınırlı olarak düşünülmemelidir. Kanunlar ve uygulamalar çerçevesinde çeşitli ücretli izin türleri de yer alır. Bu türler arasında evlilik izni, ölüm izni, doğum izni, süt izni, yol izni ve mazeret izni gibi özel durumlara yönelik izinler bulunur. Her bir izin türü için belirli şartlar aranır ve süreler yasal olarak tanımlanır. Örneğin evlenme izni, 3 gün süreyle verilir. Birinci dereceden yakının vefatında verilen ölüm izni de yine 3 gün olarak belirlenmiştir. Doğum yapan kadın çalışanlar, doğum öncesi 8 hafta ve doğum sonrası 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık bir izin hakkına sahiptir. Çoğul gebeliklerde, bu sürelere iki hafta daha ilave edilir.
Yıllık Ücretli İzin Koşulları ve Uygulama Süreci
Yıllık ücretli izinden yararlanmak isteyen işçinin, aynı işyerinde en az bir yıl çalışmış olması gerekir. Bu sürenin hesaplanmasında, işçinin işe giriş tarihi temel alınır. İşverenler, yıllık izin taleplerini iş planına göre değerlendirir ve işçinin izin dönemini belirleme yetkisine sahiptir. Ancak izin hakkı tanınmak zorundadır. İşveren, işçinin talebini yok sayamaz veya izin hakkını ücretle telafi edemez.
Yıllık izin süresi, işçinin kıdemine göre değişir. Bir yıldan beş yıla kadar hizmeti bulunan işçiye en az 14 gün, beş yıldan fazla olanlara 20 gün, on beş yıl ve üzeri kıdeme sahip olanlara ise en az 26 gün izin verilir. On sekiz yaş altı ve elli yaş üstü işçiler için bu süre en az 20 gün olarak belirlenmiştir. Kamu kurumları ve özel sektör işyerlerinde bu sürelere ilaveler yapılabilir.
Ücretli İzin Süresinin Hesaplanma Kriterleri
Ücretli izin süresi belirlenirken işçinin işe başladığı tarih esas alınır. Diğer bir deyişle izin hakkı, işçinin işe başlama tarihi ile izin talebinde bulunduğu tarih arasındaki süre dikkate alınarak hesaplanır. 1 Ocak 2022 tarihinde işe başlayan ve 1 Ocak 2023 tarihinde izin kullanmak isteyen bir işçi, bir yıllık süresini doldurmuş sayılır ve yasal izin hakkı doğar.
İzin süresine hafta tatili, resmi tatiller veya bayram günleri dâhil edilmez. Bu tür günler, izin süresinden düşülmez. Dolayısıyla bir işçi 14 günlük yıllık izin kullandığında ve bu döneme bir bayram günü denk geldiğinde, bayram günü izin süresine eklenmiş sayılır. Ücretli izne çıkacak işçinin, izne ayrılmadan önce yazılı bir dilekçeyle izin talebinde bulunması gerekir. İşveren bu talebi onayladığında izin uygulamaya alınır. İşçi, izni sırasında çalıştırılamaz ve izne çıktığı süre boyunca maaşını tam alır.
Özel Durumlarda Ücretli İzin Kullanımı
Daha önce de belirtildiği üzere ücretli izin hakkı, yalnızca yıllık izinle sınırlı değildir. İş Kanunu’na göre bazı özel durumlar da ücretli izin kapsamına girer. İşçinin evlenmesi, bir yakınının vefatı ve doğum gibi özel olaylar için verilen izinler de ücretli izin olarak tanımlanır. Kadın çalışanlara tanınan doğum öncesi ve sonrası izinler, süt izni ve babalık izni gibi haklar da bu kapsamdadır. Yeni doğan çocuğu olan erkek çalışanlar, 5 günlük babalık izni kullanabilir.
Kadın çalışanlar, doğum sonrası ilk 6 ay boyunca günde bir buçuk saatlik süt izni hakkına sahiptir. Bu süre çalışanın isteğine göre birleştirilebilir. Engelli çocuğu bulunan anne ya da babaya, çocuğun eğitimi ve bakımı için yılda toplam 10 gün ücretli izin verilebilir. Ayrıca işçilerin kan bağışı gibi toplumsal fayda sağlayan durumlarda da ücretli izin hakları söz konusu olabilir. Örneğin Kızılay’a kan bağışı yapan bir çalışana bir gün ücretli izin verilir. Bu uygulama, toplumsal dayanışmayı teşvik etme açısından önemlidir.
Ücretli ve Ücretsiz İzin Arasındaki Temel Farklar
Ücretli izin ile ücretsiz izin arasında temel fark, izne çıkan çalışanın maaş alıp almadığına dayanır. Ücretli izinde işçi maaşını almaya devam eder, ücretsiz izinde ise işçiye herhangi bir ücret ödemesi yapılmaz. Ücretsiz izin genellikle çalışanın talebiyle gündeme gelir ve işverenin onayıyla yürürlüğe girer. Ücretsiz izinlerde sosyal güvenlik primleri de ödenmez ve hizmet süresi bu döneme dâhil edilmez. Ücretli izin ise hem sosyal güvenlik hem de kıdem süresi açısından geçerli sayılır. Ücretsiz izin süresi boyunca işçi iş sözleşmesini askıya almış sayılır. Ücretli izinlerde ise iş ilişkisi devam eder ve bu süreçte işçinin tüm hakları korunur. Bu farklar, izin planlamasında işverenin ve çalışanın alacağı kararları doğrudan etkiler. Yasal sınırlar net olarak tanımlandığı için her iki izin türü de belirli prosedürlere göre uygulanmak zorundadır.