Açılımı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler olan KOBİ tanımının hangi işletmeleri kapsadığına ilişkin esaslar “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiş bulunmaktadır. Bahsi geçen yönetmelikte yıllık olarak iki yüz elli kişiden daha az sayıda çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatından ya da mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon TL’yi aşmayan mikro işletme, küçük işletme ve orta büyüklükteki işletmeler KOBİ olarak tanımlanır.
İçindekiler
KOBİ’lerin Sınıflandırılması
KOBİ’ler mikro işletmeler, küçük işletmeler ve orta büyüklükteki işletmeler olarak sınıflandırılırlar.
Mikro işletmeler; yıllık olarak 10 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatından ya da mali bilançosundan herhangi biri 3 milyon TL’yi aşmayan işletmeler olarak kabul edilir.
Küçük işletmeler; yıllık olarak 50 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatından ya da mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan işletmelerdir.
Orta büyüklükteki işletmeler ise yıllık olarak 250 kişiden az çalışan istihdam eden, yıllık net satış hasılatından ya da mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon TL’yi aşmayan işletmeler olarak tanımlanabilir.
Ülkemiz ekonomik hayatının vazgeçilmez unsurlarından biri olarak KOBİ’lerde finansal açıdan en önemli konular nakit akışı ve vergi planlaması olarak kabul edilir. KOBİ’lerin başarılı olabilmesi için aktif-pasif yani alış-borçlanma-üretim-depolama-satış-tahsilat sürecinin başarılı bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Özellikle yeni girişimlerde nakit akışı sorunu ile karşılaşılmaması için KOBİ yöneticilerinin çok detaylı fizibilite yapmaları, en az önlerindeki 12 aya ait nakit bütçeyi oluşturup finansal faaliyetlerine başlamaları önerilir. Girişimci KOBİ’lerin nakit akış planlaması yapması finansman olanaklarından yararlanmaları aşamasında da avantaj haline gelebilmektedir.
Ancak işe başlama aşamasında öz kaynağın bilinçli olarak ya da olmayarak düşük tutulması, yeterince plan yapılmadan yatırım kararı alınması, gereğinden fazla vade açılması gibi müşteri finansmanlarına ağırlık verilmesi ve nakit varlıkların kazançmışçasına kişisel ihtiyaçlar için işletme dışına çıkarılması gibi nedenler KOBİ’lerin nakit akışı konusunda başarısız olmasına yol açabilmektedir.
KOBİ’lerde Birleşme
Türk Ticaret Kanunu’na göre devralma yoluyla ya da yeni kuruluş şeklinde birleşme söz konusu olabilir. Bir şirketin diğerini devralması devralma şeklinde birleşme, yeni bir şirket içerisinde bir araya gelmeleri yeni kuruluş şeklinde birleşme olarak isimlendirilir.
Yeni TTK’da yapılan düzenlemeyle aynı tür şirketlerin birleşebileceğine dair düzenleme yapan sınırlayıcı kural kısmen kaldırılmış bulunmaktadır. Böylece sermaye şirketleri; sermaye şirketleri, kooperatifler ve devralan şirket olmaları kaydıyla şahıs şirketleriyle birleşebilmektedir. Şahıs şirketleri ise şahıs şirketleriyle ve devralan şirket olmaları kaydıyla sermaye şirketleriyle ve kooperatiflerle birleşebilirler.
Yeni TTK’da yapılan düzenleme ile tasfiye halindeki bir şirketin, devrolunan şirket olması ve mal varlığı dağıtımına başlanmamış olması halinde birleşmeye katılması mümkün hale getirilmiştir.
KOBİ’lerde Bölünme
Önceki dönemlerde bölünme konusu vergi kanunlarında düzenlenmiş olmakla birlikte ilk kez Türk Ticaret Kanunu’nda kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. Bölünme tam bölünme ve kısmi bölünme şeklinde olabilir.
Tam bölünmede şirketin tüm mal varlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bu bölünen şirketin mal varlığının mevcut ya da yeni kurulacak olan en az iki şirkete geçmesi anlamına gelir. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap edeler. Tam bölünme sonucunda bölünen ve devrolan şirket sona erer.
Kısmi bölünmede şirketin malvarlığının tümü değil yalnızca bir ya da birkaç kısmı bölünmeye tabi olur. Bölünmeye tabi olan bölümler şirketten ayrılır, mevcut ya da yeni kurulacak bir başka şirkete ya da ortaklara devredilir.bölünme sonrasında bölünen şirketin ortakları, devralan şirkette ya da şirketlerde ortak olurlar. Kısmi bölünmeden sonra bölünen şirket ortadan kalkmaz ve tüzel kişiliği devam eder.
Oranların korunduğu bölünmede devreden şirketin ortaklarına, bölünmeye katılan tüm şirketlerde mevcut payları oranında şirket payları tahsil edilir. Oranların korunmadığı bölünmede ise bölünmeye katılan tüm ya da bazı şirketlerde, mevcut payların oranına göre değişik oranda olmak üzere şirket payları tahsil edilir.
KOBİ’lerde Tür Değiştirme
Yeni TTK’ya göre bir şirketin hukuki şeklinin değişikliği tür değiştirme olarak kabul edilir. Bu nedenle ticaret şirketlerinin tür değiştirmesi hakkında ayrıntılı bir düzenleme bulunur. Tür değişikliklerinde yeni türe dönüşen şirketler eskisinin devamı niteliği taşır.
Sermaye şirketleri; sermaye şirketlerine (sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, limited, anonim), kooperatife,
Kollektif şirketler; sermaye şirketlerine (sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, limited, anonim), kooperatife, komandit şirketlere,
Komandit şirketler; sermaye şirketlerine (sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, limited, anonim), kooperatife, kollektif şirkete dönüşebilirler.
KOBİ’lerde tam mükellef kurumlar vergisi mükellefleri arasında gerçekleşen devir yoluyla birleşme ya da yüz değiştirme; vergisiz birleşme ya da tür değiştirme olarak ifade edilir. Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre mal varlıklarının bir başka şekilde devri durumunda emsal bedeller esas alınıp kurum matrahı oluşturulmaz, kurumlar vergisi uygulanmaz ve diğer şirketlerin hisselerinin ortaklara verilmesi kar dağıtımı olarak kabul edilmez.